Enginar ılık iklimlerde yetişen kışlık sebzedir.
Enginar yetiştiriciliği çok soğuk ve sıcaktan hoşlanmaz. Kış aylarında
sıcaklıklar 0°C altına düşerse yaprak ve başlarda önemli zararlar
oluşur. 20°C üzeri sıcaklıklarda gelişme yavaşlar, 25°C üzerinde
ise gelişme tamamen durur. Sıcak ve kurak koşullarda baş sertleşir ve kalite
düşer. Enginar üretilen bölgelerdeki ilk donlar da önemli zararlar yapar.
Erkenci özellik gösteren çeşitlerde erkenci ve turfanda ürünün oluşumu
engellenir. İlkbahar döneminde oluşan kurak ve sıcak havalar ise özellikle
geççi konservelik çeşitlerde başların küçük kalmasına, gevrekliğinin
azalmasına, acılaşmasına ve liflenmeye neden olur. Artan sıcaklık ile başlar
hemen çiçeklenmeye geçer ve verim düşer.
Ege, Marmara ve Akdeniz bölgelerinde hüküm süren ılık
ve nemli iklim şartları enginar yetiştiriciliği için son derece elverişlidir.
Optimum gelişme sıcaklığı 15-18 °C’ dir. Bunun yanında iyi bir hava nemi ve
sulama koşulları sağlanmalıdır.
ENGİNAR YETİŞTİRİCİLİĞİNDE TOPRAK İSTEĞİ
Enginar çok yıllık bitki olması nedeniyle derin
bünyeli, humusça zengin ve iyi drene edilmiş topraklardan hoşlanır. Çok hafif
karakterli, kumlu veya çok ağır karakterli toprakları sevmez. Hafif kumlu
topraklarda daha erken verim alınması ve erkencilik sağlanması yanında başların
küçük kalması ve verimin azalması ve erkencilik sağlanması yanında başların
küçük kalması ve verimin azalması en önemli dezavantajdır. Enginar
yetiştiriciliğinde bu tip topraklarda çok iyi sulama yapılmalıdır. Ağır
karakterli topraklarda ise çok yıllık olan kökler havasız kalarak çürür. Enginar
için toprak pH’sı 6.0-6.5 olmalıdır. Topraktaki organik madde miktarının ise %2
civarında olması yararlı olur. Güneye meyilli yamaç araziler ise erken ısınması
nedeniyle erkenci enginar üretiminde başarılı olarak kullanılabilir.
Enginar yetiştiriciliğinde gübreleme işlemi
iki farklı dönemde yapılır. Çok yıllık sebze olması nedeniyle plantasyon
kurulmadan önce yapılacak ilk gübreleme çok önemlidir. İkinci dönem ise bitki
gelişim döneminde yapılan derin toprak işlemesinden sonra dekara 4-5 ton yanmış
çiftlik gübresi verilir ve toprağın 30-40 cm deriliğine
karıştırılır. Ayrıca çiftlik gübresine ilave olarak tesisten önce dekara 15-20 kg azotlu, 30-40kg fosforlu ve 15-20 kg potasyumlu gübre verilmelidir. Bu temel gübrelemeden sonran
tesis kurulur.
ENGİNAR YETİŞTİRİCİLİĞİNDE KÖK
Enginar kuvvetli bir kök yapısına sahiptir. Çok yıllık
bir bitki olması nedeniyle toprak altında yetiştiği yıl süresince kalınlaşan ve
odunlaşan siyah renkli bir rizom oluşturur. Bu rizomlar üzerinde eti yan ve
saçak kökler oluşur. Yan ve saçak kökler genelde 50 cm toprak
derinliğinde yayılmıştır. Hafif toprak koşullarında ise bu köklerin 1.5
m derine inebildiği belirlenmiştir. Rizom üzerinde adventif (uyur) gözler
mevcuttur. Bu gözlerden sürgün ve yapraklar oluşur. Yapraklarda oluşan depo
maddeleri rizmonda birikir ve çok yıllık olan bitkilerin gelerek yıllardaki
yaşamlarını sürdürmelerini sağlar. Rizom toprak altında Mayıs-Ağustos ayları
arasında susuz bir ortamda kaldığı sürece yaşamını sürdürür. Sulanması halinde
yeniden sürerek gelişir.
ENGİNAR YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÖVDE
Enginar gövdesi 50-200 cm boy alabilir. Gövde
yuvarlak ve üzeri boyuna çizgilidir. Gövdede yeşil renk hakim olup, bu renk
bazı çeşitlerde antosyan oluşturması nedeniyle mor renge döner. Gövde üzerinde
yapraklar almaşık olarak dizilmişlerdir. Bitki yaprak koltuklarından 2-5 adet
yan dal oluşturabilir. Ana gövde ve yan dallar bir çiçek tablası ile son bulur.
Bir enginar ocağından 10-15 adet ayrı gövde oluşabilir, ancak kalite ve verim
yükseltilebilmesi için bunlardan 2-3 adedinin gelişmesine izin verilir.
ENGİNAR YETİŞTİRİCİLİĞİNDE YAPRAK
Yapraklar çok değişik yapıdadır. Enginar yaprakları
50-80 cm uzunluğa ulaşabilir. Şekilleri uzun ve oval, hafif parçalı veya
çok parçalı yapıda olabilir. Yaprak kenarları bazı çeşitlerde parçalı,
girintili çıkıntılı (yerli enginar) olabildiği gibi bazı çeşitlerde parçalı,
girintili çıkıntılı (yerli enginar) olabildiği gibi bazı çeşitlerde düzgün
ve geniş ayalı (sakız enginarı) olabilmektedir. Yaprakların üzeri düz, gri
yeşil, alt yüzleri ise beyaz ince tüylerle kaplı ve boz renktedir.
ENGİNAR YETİŞTİRİCİLİĞİNDE BAŞ
Bir enginar ocağında ana sürgün ucunda oluşan Başa
“baş enginar” yan sürgünlerde oluşan başlara ise “kol enginar” adı verilir.
Çeşitlere göre değişmekle birlikte bir enginar başının çapı 3-15 cm, ağırlığı
ise 200-700 g arasında değişmektedir. Baş uzun oval, uzun-oval, omuzlu
oval, yuvarlak ve basık şekilli olabilmektedir. Baş büyüklüğü bakımından da
çeşitler arasında önemli farklılıklar vardır. Bazı çeşitlerde baş çapı 5
cm iken bazılarında 10-15 cm olabilmektedir. Baş yüksekliği 6-13
cm arasında değişir. Başın brakte yaprakları da uzun-dar veya kısa-geniş
olabilmektedir. Bazı çeşitlerde ise brakte yaprağının ucu dikenlidir. Yine bazı
çeşitlerde brakte yapraklar sıkı olarak birbiri üzerine dizilmişken
bazılarından oldukça gevşek bir yapı gösterir. Brakte yaprakların boyu
genellikle eninden büyük ve üçgen şekillidir. Başın dış tarafındaki brakte
yaprakları koyu yeşil, iç kısımdakiler ise açık-yeşil renklidir. Buna karşılık
bazı çeşitlerde brakte yaprakları menekşe-mor renkli de olabilmektedir.
Tüketim şekline bağlı olarak ülkemizde yetişen enginar
çeşitleri farklı özellikler göstermektedir. Her ne kadar dünya ülkeleri
arasında çok bilinen bir sebze olmamasına rağmen günümüzde tüketim amacına
yönelik çeşitler geliştirilmektedir. Ülkemizde yaygın olarak yetiştirilen
çeşitler ve bunların özellikleri özetlenmiştir.
Sakız enginarı :
Ege bölgesinin İzmir, Çeşme ve Karaburun tarafında
yaygın olarak yetişen çok erkenci bir çeşittir. Akdeniz bölgesinde de üretimi
yapılmaktadır. Orta irilikte, sıkı ve hafif uzun baş oluşturur. Taze tüketime
uygundur ve brakte yaprakları ile çiçek tablasın yenir. Çiçek tablası çok geniş
değildir. Çeşidin tipik özelliği yapraklarının parçalı olmayışı ve kenarlarının
düz oluşudur.
Yerli enginar :
Ege ve Akdeniz bölgesinde yetişir. Yaprakları
parçalıdır ve başlar sakız enginarına göre daha küçük ve basıktır. Bu çeşidin
bitkileri verime geç yatar ve daha küçük ve basık baş oluştururlar.
Diğer yandan Sakız çeşidi ile yerli enginarın
morfolojik açılardan bazı benzerlikler göstermesi, bu iki çeşidin muhtemelen
aynı olduğu tezini kuvvetlendirmektedir. Çünkü sakız çeşidi ile yapılan çok
yıllık yetiştiriciliklerde, bitkilerde yıllar içinde artan oranlarda yaprak
formasyonları ile dikkat çeken, parçalı yapraklı ve verime geç yatan yerli tip
enginar bitkileri oluşumu gözlenmektedir.
Sakız çeşidinde görülen ve tek yönlü olarak
gerçekleşen bir değişimin sonucu meydana gelen ve morfolojik özellikleri
yanında verim davranışları ile de sakız çeşidinden ayrılan özelliklere sahip
farklı tip bitkiler “yerli enginar” olarak adlanır.
Bayrampaşa enginarı :
Marmara bölgesinin, İstanbul ve Bursa yöresinde
yetişen sofralık ve konservelik bir çeşittir. Oldukça iri ve basık başlı
özellik gösteren bu çeşit aynı zamanda iri çiçek tablası taşır. Geççi çeşit
olması taze tüketim oranını azaltmaktadır. İri çiçek tablası konserveye
uygundur.
Bu çeşitlerin dışında bazı seleksiyon çalışmaları
sonucunda elde edilen klonlar ile yurt dışı orijinli bazı çeşitler geniş üretim
alanları bulmamasına rağmen yeni ıslah çalışmalarında materyal olarak
kullanılmaktadır.
ENGİNAR YETİŞTİRİCİLİĞİNDE ÇİÇEK
Enginarın sebze olarak değerlendirilen baş kısımları
bitkinin çiçeğini oluşturur. Tüketilen kısım bir çiçek tomurcuğudur. Çiçekler
erselik yapıdadır ve baş 600-1200 adet çiçek taşır. Çiçekler mor-erguvan
renktedir. Çiçeklenme çiçek tablasının dışından başlar ve merkeze doğru
ilerler. Bir çiçek 4-5 günde çiçeklenmesini tamamlar. Bu çiçek tomurcuğu üzerinde
çok sayıda brakte yaprağı bulunur. Brakte yapraklarının iç kısmında çeşitlere
göre değişen irilikte çiçek tablası vardır. Esas tüketilen kısım olan bu
tablanın kenarlarında bir veya iki sıra dizilmiş mor-erguvani renkte çiçeğin
taç yaprakları bulunur. Ortada ise erkek ve dişi çiçeklerden oluşan çiçek
topluluğu mevcuttur. Eğer enginar başı hasat edilmezse bu taç yapraklar
gelişerek brakte yaprakları arasından dışarı çıkar ve mor-erguvani renk
alırlar. Tablanın ortasında bulunan çiçek topluluğu tüylerle çevrilidir. Bu
tüylerin tabla ucunda ise tohumlar oluşur. Döllenmeden 35-40 gün sonra tohumlar
olgunlaşır.
ENGİNAR YETİŞTİRİCİLİĞİNDE TOHUM VE ÇİMLENME
ÖZELLİKLERİ
Enginar çi��eğinin tozlanma ve döllenmesi
tamamlandıktan sonra hem brakte yapraklar hemde taç yapraklar beyazlaşmaya
başlar. Erkek ve dişi organların oluşturduğu tüysü yapı kurur ve tabla üzerinde
tohumlar oluşur.
Tohumlar koyu kahverengi, siyah-mor renkli ve
kılçıklıdır. Sert yapılı tohumlar 5-7 mm uzunlukta, 4-6 mm kalınlıkta
olabilir. Bir gramda 15-25 adet tohum bulunur. Tohumlar çimlenme özelliklerini
4-6 yıl korurlar. Tohumların optimum çimlenme sıcaklıkları 20-30°C’dir.
Çimlenme için karanlık koşullar isteyen tohumlar 12-14 günde çimlenmesini
tamamlar. Enginar tohumları genellikle ıslah çalışmalarında ve yeni çeşitlerin
elde edilmesinden kullanır. Yaygın üretim şekli dip sürgünleri ile yapılan
üretimdir.
Ege Bölgesinde Eylül-Mayıs ayları arasında 9 ay
süreyle gelişen enginar bitkileri, 3 ay süre ile dinlenmeye bırakılır. Bitkiler
dinlenmeye bırakılmazsa meydana gelecek başlar küçülür, verim ve kalite düşer.
ENGİNAR
YETİŞTİRİCİLİĞİNDE TOPRAK HAZIRLIĞI, EKİM, DİKİM VE BAKIM İŞLERİ
Enginar, yetiştirildiği toprağı uzun süre işgal ettiği
için plantasyon kurulmadan önce arazinin mutlaka derin işlenmesi çok yararlı
olur. Bu derin işlemeden sonra birkaç gün havalanan toprak Disk-Harrow ile
inceltilir ve dikim yerleri hazırlanır.
Enginarda çoğalma ağırlıklı olarak vegetatif yolla
yapılmaktadır. Ancak ıslah çalışmalarında ve yeni çeşit geliştirmede tohum ile
de üretilebilir. Bugün yapılan bazı çalışmalar sonucunda tohum ile yetiştirilen
çeşitlerin geliştirildiği ve İsrail ile Fransa’da tohumdan kurulmuş
plantasyonlar olduğu belirtilmektedir.
Tohum ile yapılan üretimde genellikle önce fidelerin yetiştirilmesi
gerekmektedir. Bunun için tohumlar Mart-Nisan aylarında genelde harç dolu saksı
veya tüplere ekilir. Her saksıya 2-3 adet tohum ekilir. Çimlenen tohumlardan
gelişen 1 veya 2 bitki saksıda bırakılır ve gerekli bakım işleri yapılır. O yıl
içinde gelişen fideler ertesi yıl yine Mart-Nisan aylarında saksıdan
çıkarılarak esas yerlerine dikilirler.
ENGİNARIN
VEGETATİF ÇOĞALTIMI İSE İKİ ŞEKİLDE YAPILABİLİR:
Dip sürgünleri ile yapılan üretim
Memelerle yapılan üretim
Bu iki vegetatif üretim şeklinden yaygın olarak
kullanılan dip sürgünleri ile yapılan üretim şeklidir.
Dip sürgünleri ile yapılan üretim :
Ülkemizde yeni uygulamaya aktarılmaya çalışılan dip
sürgünlerinin köklendirilerek tarlaya dikilmesi uygulaması yapılmaktadır. Bu
üretim şeklinde genellikle homojen bitki özelliği gösteren, görünüş olarak
açılma göstermemiş enginar plantasyonlarındaki bitki ocaklarından
yararlanırlar. Mart-Nisan aylarında seçilen ocaklardaki bitkilerin etrafı 10-12
cm derinlikte dikkatlice açılır ve dip sürgünleri keskin bir bıçak veya
çapa ile kesilerek alınır. Alınan bu sürgünlerde yapılan hafif bir yaprak
temizliğinden sonra dip sürgünlerinin kök boğazı çapının 2.0-2.5 cm olması
köklenme oranını arttırmaktadır. Dip sürgünlerinin köklenmesinde sulamanın önemi
çok büyüktür. Mümkünse yağmurlama sulama yapılması dip sürgünlerinin gelişimini
olumlu yönde etkilemektedir. Haziran ayı başına kadar sulama çapalama ve
gerekli ise gübreleme yapılır. Eğer dip sürgünleri Mart ayı içinde dikilmiş ise
bitkilerde 5-6 hakiki yaprak ve iyi gelişmiş bir kök yapısı sağlanmış olur.
İşte bu aşamadan itibaren köklendirme parselinin suyu kesilir ve bitkiler
dinlenme dönemine sokulurlar. Ağustos ayı başına kadar kendi haline bırakılan
köklendirme parseline Ağustos ayı başına kadar kendi haline bırakılan
köklendirme parseline Ağustos ayı başında uyandırma suyu verilerek 2-3 gün
beklenir. Dinlenme dönemi geçiren kökler uyandırma suyunu alınca üzerlerindeki
uyur gözleri faal duruma geçirirler ve hızla sürgün verirler. Bu sürgünler toprak
üzerinde belirince bel küreği ile dikkatlice sökülür ve hemen esas yerlerine
dikilirler.
Dip sürgünlerinin esas yerlerine dikimi genellikle
1.00x60-70 cm mesafelerle yapılır. Dikime hazır hale getirilen
tarlada 1 m ara ile karıklar açılır ve bu karıkların boyun
noktalarına 60-70 cm ara ile dip sürgünlerinin söküm derinliğine açılan
çukurlara dikim yapılır. Dikim sonrası hemen can suyu salma şeklinde verilir.
Dip sürgünleri köklendirilmeden esas bitkiden alındığı
şekliyle de esas yerlerine dikim yapılabilir. Ancak bu şekilde yapılan üretimde
dip sürgünler köklü olmadığı için dikim sonrası kurumalar çok olur ve tarlada
yer yer boşluklar oluşur. Bu boşluklar sulama yapılarak doldurulmaya
çalışılırsa da hem bitkiler arasında homojen gelişme olmaz, hem de işçilik
maliyetleri artar. Bu olumsuzluk nedeniyle köklendirilmiş enginar dip
sürgünlerinin esas yerlerine dikilmesi en çok önerilen yöntemdir.
Ağustos ayı ortalarında esas yerine dikilen dip
sürgünleri gerekli bakım işleri yapıldığı taktirde hızla gelişir ve o yıl
içinde çoğunlukla baş oluşturularak verime geçerler. Özellikle erkenci
çeşitlerde yapılan bu tip üretimde erkenci verim büyük oranda artar.
Memelerle yapılan üretim :
Enginarın toprak altı gövdesinin üzerinde bulunan ve
yeni sürgünleri oluşturacak olan memelerin kullanılması yolu ile yapılan üretim
şeklidir. Üzerinde göz taşıyan gövde parçaları üretimde kullanılır. Yaşlı
enginar plantasyonlarının toprakaltı gövdelerinden alınan 5-8 cm çaplı ve
10-15 cm uzunlukta, üzerinde bir-iki meme içeren parçalar ya olduğu gibi
esas yerlerine dikilirler, yada köklendirme yastıklarında köklendirilerek esas
yerlerine aktarılırlar.
Memelerle yapılan üretimin en önemli dezavantajı,
özellikle varyasyon gösteren çeşitlerde seçim yapılamamasıdır. Yapraksız
dönemde alınan memelerin açılma gösterip göstermediği anlaşılamadığı için bu
üretimden elde edilen bitkiler homojen özellik göstermeyebilir. Bu sakıncanın
ortadan kaldırılmaması için bitkilerin yapraklı dönemde işaretlenmesi gerekir.
Bu üretim şeklinde meme içeren gövde parçaları yerine
sadece iri görünüşlü memelerin toprakaltı gövdesinden ayrılarak yine
köklendirildikten sonra esas yerlerine dikilmesi şeklinde de üretim
yapılabilmektedir.
BAKIM
İŞLERİ
Enginar üretiminde iyi bir bitki gelişimi sağlamak ve
düzenli verim elde edebilmek için bakım işlerinin yerinde ve zamanında
yapılması gerekmektedir.
ENGİNAR YETİŞTİRİCİLİĞİNDE ÇAPALAMA
Köklendirilmiş veya köksüz piçlerin esas yerlerine
dikiminden sonraki gelişme dönemlerinde sıra araları ve sıra üzerlerinde
gelişen yabancı otları temizlemek ve toprağı kabartmak amacıyla yapılır.
Çapalama mevsime göre 2-3 kez yapılır. Gelişmenin ilk dönemlerinde 2-3 kez
yapışan çapalama işlemlerinden sonra hızla gelişen bitkiler toprak yüzeyini
kapattığı için başka çapalama işlemlerine gerek kalmaz.
ENGİNAR YETİŞTİRİCİLİĞİNDE SULAMA
Enginar gelişme ve büyüme döneminde oldukça fazla su
isteyen bir bitkidir. Yetiştirildiği bölgelerde Ağustos ayı başından itibaren
verilen uyandırma suyu ve kış mevsimi yağışlarının başlangıcına kadar olan
dönemde düzenli ve yeterli miktarlarda su ister. Kış mevsiminde ise gerekli su
ülkemizde genellikle yağışlardan sağlanır. Özellikle hasat döneminde yağışlar
yetersiz ise mutlaka sulama yapılmalıdır. Susuz kalan bitkilerde verim ve kalite
düşer. Sulama işlemi genellikle karıklara sulama yapılmalıdır. Ağır karakterli
topraklarda aşırı su vermemek gerekir. Aşırı su kök çürümelerine neden olur.
Dikimden sonraki bitki gelişim dönemlerinde ise bitki
gelişim durumu ve baş kalitesine göre organik ve mineral gübre ile gübreleme
yapılması gerekmektedir. Toprak analizine bağlı olmak koşulu ile ortalama
olarak her yıl enginar plantasyonu için 15 kg/da N, 10 kg/da P2O5 ve 15 kg/da
K2O kullanılması tavsiye edilir. Gübreler karıklara verildiği gibi ocaklara da
verilebilir. Ocaklara sonbahar da 3-4 kg/ocak yanmış çiftlik gübresi verilmesi
tavsiye olunur. Ayrıca yine ocak başına 6-10 g N, 5-10 g P2O5 ve
10-15 g K2O gübrelenmesi de önerilir. N’ li gübrenin yine 3 faklı dönemde
verilmesi gerekir.
ENGİNAR YETİŞTİRİCİLİĞİNDE OCAK TEMİZLİĞİ
Enginar üretiminde ocak temizliği genellikle sonbahar
da bir kez yapılır. Uyandırma suyu verildikten sonra toprak altı kök
sistemindeki uyur gözlerden oluşan çok sayıdaki dip sürgününün temizlenmesi ve
seyreltilmesi gerekir. Sonbahar döneminde ocaklar açılarak toprakaltı gövdesine
ulaşılır ve gelişen dip sürgünlerinden en kuvvetli gelişen iki-üç tanesi
bırakılır, diğerleri kesilerek atılır. Açılan ocağa birer kürek yanmış ahır
gübresi verilir ve tekrar boğaz doldurulması yapılır. Ocak temizliği bazı
yıllar gerekli olursa ilkbaharda ikinci bir kez daha yapılabilir. Tekrar
ilkbaharda açılan ocaklardan çok sayıda gelişen dip sürgünlerinden zayıf
gelişenler temizlenir. Mümkünse tekrar ahır gübresi verilir ve boğaz doldurulur.
ENGİNAR YETİŞTİRİCİLİĞİNDE YAZ TEMİZLİĞİ
İlkbaharda havaların iyice ısınması ve
sıcaklığın 25°C üzerine çıkmasından sonra enginar başları kartlaşır
ve tüketim değerini kaybeder. Bu dönemden sonra plantasyonun suyu kesilir ve
bitkiler kurumaya bırakılır. Bitkiler üzerinde gelişen başlar çiçeklenir ve
tohum oluştururlar ve bitkiler kurumaya bırakılır. Bitkiler üzerinde gelişen
başlar çiçeklenir ve tohum oluştururlar ve bitkiler daha sonra kururlar. Ege
bölgesinde bu genellikle Temmuz ayı ortalarına rastlar. Bu dönemde kuruyan
bitkilerin toprak üstü aksamları keskin çapa balta veya orak yardımıyla
kesilir. Bu kesim işlemi sırsında bitkinin artıkları tırmıklanarak temizlenir.
Uyandırma suyu verilinceye kadar plantasyonda başka bir işlem yapılmaz.
ENGİNAR YETİŞTİRİCİLİĞİ OLGUNLUK HASAT ve DEPOLAMA
Enginarda olgunluk kullanım amacı ve kullanım şekline
göre değişir. Taze tüketim ve konserve yapımına göre olgunluk dönemleri
farklıdır. Çiçek tablası konserve edilecek olan çeşitlerde tablanın tam iriliği
alması beklenirken, taze olarak tüketilecek enginarlarda brakte yapraklarının
sertleşmesi beklenmeden yapılacak hasat şekli esas alınır.
Enginarın sebze olarak değerlendirilen kısmı
olgunlaşmamış çiçek tablası ve bunun üzerindeki brakte yapraklarıdır. Baş
üzerinde bulunan brakte yapraklarının etli kısımları tüketilir. Başın dış
kısımlarındaki brakte yapraklarının uç kısımları liflendiği için etli dip
kısımları tüketilirken başın iç kısmındaki taze brakte yapraklarının tamamı
tüketilebilir. Enginarda olgunluk tanımında kullanılan en önemli kriter, başın
fazla büyümemesi ve kartlaşmamasıdır. Ayrıca başı taşıyan sap kısmının da
sertleşmemiş olması hafif esnek olması bir başka olgunluk kriteridir. Diğer bir
kriter ise brakte yaprakların kapalı olması açılmamsı taze olgunluk için
önemlidir. Aşırı olgunlukta ise başlar kartlaşır, tabla ve brakteler
selülozlaşır, lifli yapı oluşur. Brakte yapraklar açılır başın yenme değerinde
büyük kayıplar oluşur.
Enginar plantasyonu 3.yıldan sonra maksimum verime
ulaşır ve 10-12 yıl kadar maksimum verimde kalır. Bundan sonra ise verimde
önemli düşüşler olur. Enginar başları yeterli iriliği alınca başların 15-20
cm altına sap ile birlikte keskin bir bıçak ile kesilmek suretiyle hasat
edilir. Hasat edilen ürün iyi korumalı sepet tahta veya karton kutu da pazara
sunulur.
Enginar başları hasat edildikten sonra kesinlikle su
ile temas edilmemelidir. Hasat edilen hiçbir önlem alınmazsa tazeliğini
kaybeder. Enginar başları soğuk hava depolarında 0°C sıcaklıkta ve
%90-95 nemde 3-6 hafta muhafaza edilebilirler.
ENGİNAR YETİŞTİRİCİLİĞİNDE VERİM
Enginarda verim genellikle baş adeti olarak ifade
edilir. Çünkü pazarlamada da kg yerine adet olarak pazarlama yapılır.
Yetiştirme bölümünden de anlaşılacağı gibi bir dekar alana 100x60-70
cm mesafeler ile dikim yapıldığında yaklaşık 1650 adet bitki dikilir. Her
enginar da genelde 2 sürgün bırakır. Her sürgünden bir adet anabaş, 2-3 adet
yan kol enginarı alındığı kabul edilirse bir ocaktan 2-6 adet, bir dekar
alandan ise 3300-8000 adet enginar başı elde edilir.
ENGİNAR YETİŞTİRİCİLİĞİNDE TOHUM ÜRETİMİ
Enginar vegetatif yolla çoğaltıldığı için tohum
üretimi bugün için çok önem taşımaz. Ancak son yıllarda bazı ülkelerde tohum
üretilen çeşitlerin geliştirilmesi ile tohum üretimi de gelecekte önemli olabilecektir.